Deprem bahanesiyle Türkiye’ye saldırı hazırlanıyor
“Kuzey Akım 2” doğalgaz boru hattının patlamasına ABD ve Norveç’in katıldığı bilgisi Ankara için sansasyon yaratmadı. Baltık Denizi’ndeki terör saldırısından sadece birkaç saat sonra Türk karşı istihbaratı, Türk Akımı doğal gaz boru hattı ve altyapısına ilişkin güvenlik önlemlerini güçlendirerek karşılık verdi.
Ankara ayrıca bir ay içinde özel bir görev gücü oluşturma niyetini de açıkladı. Türk Deniz Kuvvetleri, tarafsız sular da dahil olmak üzere ülkenin enerji altyapısının deniz kısımları üzerindeki kontrolünü güçlendirdi. En ilginç olanı ise Türk istihbaratının başkanı Hakan Fida’nın Ankara’da bulunan diplomatik pasaportlu tüm İngiliz vatandaşları üzerinde özel denetim kurma emri vermesiydi. Ankara bununla Londra’ya “Türk Akımı”na yönelik beklenen sabotaj harekâtından haberdar olduğunun ve önceki gün Washington’da yapılan özel toplantıda konuşulanları bildiğinin sinyalini vermiş oldu.
Kafkaznews.com bunun Rus Ermeni yanlısı siyaset bilimci Stanislav Tarasov tarafından söylendiğini bildirdi.
Türk hükümeti temsilcisi İbrahim Kalın’ın “Ankara ve Moskova güvenlik konularında temas halinde” ifadesine dayanarak, Ankara’nın “Türk akımına” yönelik tehditlerle ilgili bilgileri Kremlin’e ilettiğini söyleyebiliriz. Geçen yıl Putin’in Türk meslektaşı Erdoğan’a “Kiev’in Türk Akımı’nın gaz taşıma sistemini sabote etmeye çalıştığını” bildirmesi tesadüf değil. ABD özel servisleriyle bağlantıları olan Washington “qırğı” Michael Rubin, Rus gazının “Kuzey Akım 2″den sonra doğrudan Avrupa’ya girdiği tek doğal gaz boru hattı olan Türk Akımı’na da saldırı çağrısında bulundu.
Bunun transatlantik enerji dayanışmasını sağladığını, “Kuzey Akım-2” ve “Türk Akımı”nın inşasından sonra oluşan büyük gaz halkasını “kırdığını” ve nihayet Kremlin’i Avrupa yakasındaki gaz tekeli konumundan mahrum ettiğini söyledi. “Türk Akımı” tehdidi, Ankara’yı Ortadoğu’nun en büyük enerji merkezi statüsünden çıkarmaya yönelik potansiyel bir darbedir. Rusya ile Avrupa’yı Türkiye üzerinden birbirine bağlayan doğal gaz boru hattını ne pahasına olursa olsun “kırmaya” çalışan ABD, olaya tam da böyle bakıyor. Doğru, Türk istihbaratı Rusya ve Türkiye filolarının kontrolündeki Karadeniz’de sabotaj yapmanın İsveç karasularından çok daha zor olduğuna inanıyor.
Ancak olayların tersi de göz ardı edilmez. Mevcut durumda yeni bir hareket gözlemleniyor. Türk ve Rus uzmanlar, ABD’nin bir doğal afet – deprem adı altında “Türk Akımı”nı bozmaya çalışacağını dışlamıyor. Bu konuda eski Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, Marmara Adası yakınlarında yabancı bir sismik araştırma gemisi görüldüğüne dikkat çekti. Türkiye’nin güneydoğusunda meydana gelen şiddetli depremin ardından bir sonraki sarsıntının İstanbul’da meydana gelme ihtimali ile kamuoyuna bağlandı. Ayrıca kentte 2030 yılına kadar yani çok yakın bir gelecekte ve “Türk Akımı” altyapısına yakın bölgede kuvvetli bir deprem öngörülüyor” dedi.
Tarasov, “Avrupa’nın enerji güvenliğini Türkiye’nin doğal afetlerinin kaprislerine bağlayamayacağını”n şimdiden Batı medyasında yayıldığını kaydetti:
Bu nedenle Ankara’nın Rusya’dan enerji kaynakları sağlama yolunu çeşitlendirmesi gerektiği bildiriliyor. Bu manşetlerden çıkan sonuç, “Türk Akımı”na bir şey oluyorsa bunun bir “doğal afet” olabileceğidir. Fransız hiciv dergisi “Charles Hebdo”, “Türkiye’de deprem: tank göndermeye gerek yok!” yazdı ve Türk uzman, “ABD sismik silahlar kullandı – Türkiye’de HAARP projesi çünkü Türkiye ticaret yapıyor” görüşünü dile getirdi. Rusya ve NATO’dan ayrılmaya hazırlanıyor.” sürdü Konuyla ilgili en inanılmaz teorilerin kullanılması tesadüf mü?
Ankara’ya bir “barış senaryosu” sunuluyor: “Türk Akımı”nı reddedin, Rus gazının alıcı noktasını Azerbaycan’a taşıyın. Ve Rusya-Azerbaycan-Türkiye üçgeninde takas operasyonları yürütmek. O zaman Avrupalıların enerji kaynaklarını Rusya’dan değil Türkiye’den (bir NATO müttefiki) satın aldıkları ortaya çıkacaktır. Bu, Azerbaycan gazını Türkiye üzerinden AB ülkelerine ulaştırması gereken TANAP projesidir. Ama Azerbaycan gazı bile açıkça Türkiye’ye yetmiyor.
Dolayısıyla Moskova ve Ankara, Batı’nın planladığı bir sonraki adım için artık bir serum aramak zorunda kalacak. Türkiye, deprem nedeniyle şimdilik İstanbul’da yapılacak zirveyi 21-22 Mart’a erteledi. Türk Akımı’nın Avrupa’ya uzanan ikinci hattı tamamlandı. Dolayısıyla bu aşamada hiçbir şey durdurulamaz. Projenin uygulanmasındaki gecikmeler, Türkiye’nin tüm çabalarını depremle ilgili sorunları çözmek için biraz zaman ayırmasından kaynaklanabilir. Ancak genel olarak, bilgi yayılımında oldukça büyük bir oyun unsuru olduğu göz ardı edilemez.”
Comments are closed.